Hazırlanıp paketlenmiş hayaller yaşıyoruz. Başkalarının sınırlarına takılıp, alkışlar kovalıyorum. Sen öyle değilsin belki de. Ama ben bu sınırlara çok takılıyorum. O da takılıyor hatta diğeri de ama sen değilsin biliyorum. Bu işe bir son vermek gerek ve tam da şu an tüm bu duygulara tekmeyi basıyorum!
Dinlersin: https://www.youtube.com/watch?v=UVmf1MwHB_c&index=2&list=RDrUwXlle4MGE
En sevdiğim yemek mantıysa eğer, neden yazın ortasında mantı yemiyim? Şu playlist çalarken müsade edin ben şu suyu kaynatıyım.
Duygular
Bütün bu karanlığı, içimdekileri, ıslak yüzeyleri, yeni hikayeleri hatta bunca zaman olan biteni anlatıcam ama hepsinden önce bahsetmek istediğim birkaç birşey var.
Bu hikaye de burada biter mi? diye sormuştum. Bitti. Bir hikaye daha bitti. Ya da öyle sanıyorum. Çünkü hemen ardından eski hikayelerin peşinden, başka diyarlara koşuyorum. Uzaklaşıyorum evimden. Uzaklaşıyorum onun peşinde. Sanki yüz odalı bir evin odalarını sonsuza dek kiralıyorum birbirinden özel insanlara. Onlar her kapıyı açıp baktığında, ben de kapıya doğru ilerliyorum. Ve soruyorum 'Var mı bir isteğin?'.
Bu ev senin oğlum! İster kirala ister sat, çıkar elden. Ama istemiyorum. Evet biliyorum sorguluyorsunuz ve bu hakkı zaten bütün içtenliğim ile ben veriyorum.
Öyle güzel bakışlar yakalıyor. Öyle güzel dokunuşlar topluyorum ki, benim olsalar bu kadar heycanlanırmıyım bilmiyorum. Ama bazen uzun bir yolu beraber yürümek istiyorum. O varsa üşümüyorum. O varsa acıkmıyorum. Ama uzaklaşsam, biraz kızsam sonra unutsam. Sonra bir eski hikaye tekrar haycanlandırabilir mi beni? Evet bu yüzden de kızıyorum kendime. Ama böyleyim engel olamıyorum.
Açık açık söylüyorum güzel yemeği, güzel kadını, güzel kokuyu seviyorum. Güzel yerlerde oturmak güzel şeyler dinlemek, güzel şeyler okumak, güzel şeyler seyretmek istiyorum. Herkes ister demeyin, zamansız hatta hesapsız kitapsız istiyor ve aç gözlülük yapıyorum. Dünya'nın adaletine sıkça karşı gelip; benim olsun, benim olsun, benim ol! Diye çığlıklar atıyorum içimden!
Yine size uzaklardan yazıyorum, Öyle uzaklardan ki bana ve ona çok yakın. Bugün yarın döner girerim inime. Ama unutulmaz anılarıma da eklemeler yapmaktan vazgeçmiyorum.
Olan Biten
Epeyi bir zamandır yazamadım yine. Yoğun bir iş dönemi, bazı rahatsızlıklar ve biraz da şansızlık üstüne bir de ülkenin OHAL dönemi eklenince. Olmadı işte. Rahatsızlıklar aşıldı. Yoğun iş dönemi bazı sorumluluklardan kurtularak dolayısı ile bazı gelirlerden de feragat edilerek normal bir düzeye indirgendi. Oysa tam da bir hırs küpüne dönmüş, başarı hırsı ve hızlı yükselişin kölesi olmak üzereydim. Kurtuldum! Yani en azından ben öyle düşünüyorum.
Biraz daha zaman ayırıcam kendime. Kişisel bir bilgisayar aldım. Daha fazla yazıcam hatta yeni bir hikayeye başladım. Bunu birazdan detaylı paylaşırım. Yeni projelerim var ve daha fazla hayal kuracak zamanım. Bir albüm yapmak istiyorum. Ne kadar biliyorsam o kadar müzik yapmak. Fazlası değil bildiğim ve sevdiğim kadar. Ayrıca bir de bunlardan zaman ayırabilirsem kendime. Blog dışında bir de vlog çekmeye başlamak. Fikirler üretiyor, bölümler hazırlıyorum. Ama bir türlü başlamıyorum şuna. Birikmiş işler de var. Birkaç montaj işi. Birkaç düzenleme... Sağolsun ofisimin kahramlarından B*** ile düzene sokar herşeyi hallederiz kısa zamanda. Birkaç büyük proje de var önümüzde. Manevi anlamda beni yükselişe geçirmesi açısından önem verdiğim projeler. Bunlara da kafa patlatıcam biraz. 24Creative için verimli bir dönem olacağı kesin. Sonra bir de şu büyük belgesel projeme yaklaşmak için büyük adımlar atmaya başlıyorum. Bol bol yazar mıyım bilmiyorum ama bol bol çalışıcağım kesin yine. Bu arada su kaynadı.
Yeni Hikayeler
Cenazende aşık oldum karıcım! Böyle başlıyor hikayem. Hikayem Anıl'ın hikayesi. Hikayem Leyla'nın hikayesi. Bilen bilir. Leyla da bilir hikayesini ama ne zaman okur, ne zaman izler o bilinmez işte. Hikayem bir hikayecinin hikayesi. Bir aşığın hatta çok sevenlerin hikayesi. Eğer becerebilir de aktarırsam şöyle berrak bir şekilde hayal ettiklerimi kağıda, güzel olur. İşte o zaman sağlam bir tatmin duygusu yaşayabilirim kendi içimde.
Acıktım, yemek hazır. Kendine iyi bak, bir de ilk defa rica edicem ama şuraya bir yorum filan yap.
(Evet isim vermiyorum ama bir sebebi de yok. Sadece burada ölümsüzleşsin istemeyebilirler diye düşündüm.)
Dinlersin: https://www.youtube.com/watch?v=UVmf1MwHB_c&index=2&list=RDrUwXlle4MGE
En sevdiğim yemek mantıysa eğer, neden yazın ortasında mantı yemiyim? Şu playlist çalarken müsade edin ben şu suyu kaynatıyım.
Duygular
Bütün bu karanlığı, içimdekileri, ıslak yüzeyleri, yeni hikayeleri hatta bunca zaman olan biteni anlatıcam ama hepsinden önce bahsetmek istediğim birkaç birşey var.
Bu hikaye de burada biter mi? diye sormuştum. Bitti. Bir hikaye daha bitti. Ya da öyle sanıyorum. Çünkü hemen ardından eski hikayelerin peşinden, başka diyarlara koşuyorum. Uzaklaşıyorum evimden. Uzaklaşıyorum onun peşinde. Sanki yüz odalı bir evin odalarını sonsuza dek kiralıyorum birbirinden özel insanlara. Onlar her kapıyı açıp baktığında, ben de kapıya doğru ilerliyorum. Ve soruyorum 'Var mı bir isteğin?'.
Bu ev senin oğlum! İster kirala ister sat, çıkar elden. Ama istemiyorum. Evet biliyorum sorguluyorsunuz ve bu hakkı zaten bütün içtenliğim ile ben veriyorum.
Öyle güzel bakışlar yakalıyor. Öyle güzel dokunuşlar topluyorum ki, benim olsalar bu kadar heycanlanırmıyım bilmiyorum. Ama bazen uzun bir yolu beraber yürümek istiyorum. O varsa üşümüyorum. O varsa acıkmıyorum. Ama uzaklaşsam, biraz kızsam sonra unutsam. Sonra bir eski hikaye tekrar haycanlandırabilir mi beni? Evet bu yüzden de kızıyorum kendime. Ama böyleyim engel olamıyorum.
Açık açık söylüyorum güzel yemeği, güzel kadını, güzel kokuyu seviyorum. Güzel yerlerde oturmak güzel şeyler dinlemek, güzel şeyler okumak, güzel şeyler seyretmek istiyorum. Herkes ister demeyin, zamansız hatta hesapsız kitapsız istiyor ve aç gözlülük yapıyorum. Dünya'nın adaletine sıkça karşı gelip; benim olsun, benim olsun, benim ol! Diye çığlıklar atıyorum içimden!
Yine size uzaklardan yazıyorum, Öyle uzaklardan ki bana ve ona çok yakın. Bugün yarın döner girerim inime. Ama unutulmaz anılarıma da eklemeler yapmaktan vazgeçmiyorum.
Olan Biten
Epeyi bir zamandır yazamadım yine. Yoğun bir iş dönemi, bazı rahatsızlıklar ve biraz da şansızlık üstüne bir de ülkenin OHAL dönemi eklenince. Olmadı işte. Rahatsızlıklar aşıldı. Yoğun iş dönemi bazı sorumluluklardan kurtularak dolayısı ile bazı gelirlerden de feragat edilerek normal bir düzeye indirgendi. Oysa tam da bir hırs küpüne dönmüş, başarı hırsı ve hızlı yükselişin kölesi olmak üzereydim. Kurtuldum! Yani en azından ben öyle düşünüyorum.
Biraz daha zaman ayırıcam kendime. Kişisel bir bilgisayar aldım. Daha fazla yazıcam hatta yeni bir hikayeye başladım. Bunu birazdan detaylı paylaşırım. Yeni projelerim var ve daha fazla hayal kuracak zamanım. Bir albüm yapmak istiyorum. Ne kadar biliyorsam o kadar müzik yapmak. Fazlası değil bildiğim ve sevdiğim kadar. Ayrıca bir de bunlardan zaman ayırabilirsem kendime. Blog dışında bir de vlog çekmeye başlamak. Fikirler üretiyor, bölümler hazırlıyorum. Ama bir türlü başlamıyorum şuna. Birikmiş işler de var. Birkaç montaj işi. Birkaç düzenleme... Sağolsun ofisimin kahramlarından B*** ile düzene sokar herşeyi hallederiz kısa zamanda. Birkaç büyük proje de var önümüzde. Manevi anlamda beni yükselişe geçirmesi açısından önem verdiğim projeler. Bunlara da kafa patlatıcam biraz. 24Creative için verimli bir dönem olacağı kesin. Sonra bir de şu büyük belgesel projeme yaklaşmak için büyük adımlar atmaya başlıyorum. Bol bol yazar mıyım bilmiyorum ama bol bol çalışıcağım kesin yine. Bu arada su kaynadı.
Yeni Hikayeler
Cenazende aşık oldum karıcım! Böyle başlıyor hikayem. Hikayem Anıl'ın hikayesi. Hikayem Leyla'nın hikayesi. Bilen bilir. Leyla da bilir hikayesini ama ne zaman okur, ne zaman izler o bilinmez işte. Hikayem bir hikayecinin hikayesi. Bir aşığın hatta çok sevenlerin hikayesi. Eğer becerebilir de aktarırsam şöyle berrak bir şekilde hayal ettiklerimi kağıda, güzel olur. İşte o zaman sağlam bir tatmin duygusu yaşayabilirim kendi içimde.
Acıktım, yemek hazır. Kendine iyi bak, bir de ilk defa rica edicem ama şuraya bir yorum filan yap.
*had
7Ağustos2016
(Evet isim vermiyorum ama bir sebebi de yok. Sadece burada ölümsüzleşsin istemeyebilirler diye düşündüm.)