İstanbul Günlüğü


İSTANBUL GÜNLÜĞÜ

Gündemin sürekli değiştiği, apolitik veya fikir beyanından kaçınan  kimselerin günden güne azaldığı bir dönemdeyiz. Son bir ayını kim anlatsa film olur ve ben hala çekecek bir senaryo bulamıyorum. En iyisi başımdan geçen bir kaç olayı olduğu gibi anlatmak, nasıl olsa İstanbul da, ben de devam ediyoruz yaşamaya. Yani daha çok var bu filmin sonuna.

Taraflı gibi gelmesin ama iki üç kafadar bir internet televizyonu kurduk gezi parkı olayları sırasında. Nedense "Olaylardan bıkan", "Protestoculara isyan eden" esnaf hiç düşünmeden her seferinde kucak açtı bizlere. Canlı yayınımız için internetini, elektriğini paylaştı. Gözlerimiz yandığında hiç tanımadığımız insanlar yardım etti. Farklı bir dayanışma gördüm meydanlarda alışık değildim, içim ürperdi, heycanlandım. Sonra bir anda 5 liraya karpuz dilimi satanlar türedi. Vendetta maskeleri, deniz gözlükler, sloganlı t-shirtler, kâğıttan bayraklar,  oh bu ne güzel panayır havası!

Farklı internet yayınları ortaya çıktıktan sonra, biz üstümüze düşeni yaptığımıza inanarak kenara çekildik. O yeni oluşumlara on binlerce liralık ekipman yardımı yapıldı şaşırdık, biraz da imrendik. Birde ana akım medyaya dâhil olan Halk TV vardı. “Tarafsızdı”, halkın televizyonuydu. "TOMA’ların egzozuna ıslak havlu sokarsanız gaz içeri dolar" dendi canlı yayında, kanım dondu!

Birkaç gün sonra 76 yaşındaki babaannem hafta sonunu evde geçireceğini ama diğer torunlarını görmek istediğini söyleyince, neden gitmediğini sordum. "Oralarda çok polis var, hiç güvenli değil dedi". Polisin olduğu yer onun için de güvenli değildi artık. Kavramlarımız alt üst oluyordu, üzüldüm!

Aynı günün gecesi kız arkadaşımı evine bıraktıktan hemen sonra arabanın camından elini tespih sallamak için çıkartmış devriye polisi, tespihini bana doğru sallayarak "şu kimliği bir çıkart bakalım dedi", normalde iki kelam edip hayırlı akşamlar dileyen ben sadece "öğrenci misin?" sorusuna, üniversite kimlik kartımı göstererek “evet” dedim. Aklımdaki soru yeni dönemde ne kadar bütçe ayrılacaktı emniyetin tanıtımı ve bu kötü algının bozulması için.

İki gün sonra Taksim metro çıkışında AKM’ nin elinde akrep dediğimiz taramalı silahlar bulunan çevik kuvvet ekipleri tarafından korunduğunu gördüm. Sevinsek mi, üzülsek mi bilemedim, birileri sahip çıkmış AKM’ ye. Görevli memura kimin korunduğunu sordum nazikçe, kimsenin dedi. Nere korunuyor diye sordum, hiçbir yer dedi. Peki, neden etraf çevrili, içerde neden insanlar var dedim güldü öylesine dedi.

Size son olarak ada vapuruna bedava binmek isteyen, daha önce bindiğini ve bir partinin üyesi olduğu için bu hakka sahip olduğunu düşünen vatandaşı anlatmak isterdim ama uzun zamandan sonra ilk defa yüzeceğim sonrada güneşlenebilirim belki. Gündemin gerisindeki, İstanbul Günlüğümden sevgilerle.

Harutyun Arto Davulciyan
24c.tv Web Developer

Morbi aliquam fringilla nisl. Pellentesque eleifend condimentum tellus, vel vulputate tortor malesuada sit amet. Aliquam vel vestibulum metus. Aenean ut mi aucto.

Hiç yorum yok :